16 Mayıs 2018 Çarşamba

Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Satın Alma Niyeti Üzerindeki Etkisi: İstanbul İlinde Bir Araştırma


Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Satın Alma Niyeti Üzerindeki Etkisi: İstanbul İlinde Bir Araştırma


Gülsüm VEZİR OĞUZ[1]
İlknur BİLGEN[2]
Özet
Bu çalışmanın amacı, kurumsal sosyal sorumluluğun satın alma niyeti üzerindeki etkisinin belirlenmesidir. Bu amaçla tasarlanan araştırmada ekonomik, yasal, etik ve gönüllü sosyal sorumluluk ele alınmış, bu boyutlarla birlikte satın alma niyetini ölçen anket formu tüketicilere yöneltilerek veri toplanmıştır. Analizler sonucunda elde edilen çıkarımlarda, işletmelerin sosyal sorumluluk faaliyetlerinin tüketiciler tarafından önemsendiği ve işletmelerin ürün ve hizmetlerini satın alma yönündeki niyetleri olumlu yönde etkilediği vurgulanmaktadır. Ancak satın alma niyetinin her zaman satın alma davranışıyla sonuçlanmadığı ve kurumsal sosyal sorumluluk dışında satın alma niyetini tetikleyen birçok unsur olduğu göz ardı edilmemelidir.

Anahtar Kelimeler: Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Ekonomik Sorumluluk, Yasal Sorumluluk, Etik Sorumluluk, Gönüllü Sorumluluk, Satın Alma Niyeti

The Influence of Corporate Social Responsibility on Purchase Intention: A Research in Istanbul

Abstract
Aim of this study is to explain the influence of corporate social responsibility on purchase intention. Economic, legal, ethical and philanthropic responsibilities were considered in the descriptive research designed by this aim. A questionnaire which measures purchase intention adding to these factors was asked to be answered by the consumers and data were gathered from these forms. In the findings it was pointed out that the corporate social responsibility activities are perceived by the consumers and they were affecting the intention of purchase positively. However it mustn’t be forgotten that corporate social responsibility doesn’t always end by purchasing behavior and also there are so many other factors influencing purchase intention.

Keywords: Corporate Social Responsibility, Economic Responsibility, Legal Responsibility, Ethical Responsibility, Philanthropic Responsibility, Purchase Intention

GİRİŞ

Ekonomik, sosyal, teknolojik ve politik gelişmeler, toplumları meydana getiren tüm öğelerin birbirine olan bağımlılığını artırmıştır. Günümüzde refah düzeyinin artması ve bunun sürdürülebilir kılınması için bireyler kadar işletmelere de önemli sorumluluklar düşmektedir. İşletmeler ürün ve hizmetlerin üretilmesi sırasında çevreye zarar vermemeye özen göstermek kadar, ürünün tutundurulması sırasında aldatıcı bilgiler vermekten kaçınmak, haksız rekabete sebebiyet vermemek, çalışanlarının haklarını gözetmek, içinde bulundukları toplumun sorunlarına karşı duyarlı olmak zorundadırlar. Bugünün tüketicisi, işletmeden ihtiyacını karşılayacak ürün veya hizmet üretmesinin yanında tüm bu sorumlulukları yerine getirmesini beklemektedir. Giderek toplumsal konulara duyarlı hale gelen tüketici, bu konudaki hassasiyetini satın alma davranışına da yansıtmaktadır. Tüketici, sorumluluklarının farkında olan ve bunları yerine getiren işletmelere daha olumlu yaklaşmakta, kimi zaman bu işletmelerin ürettikleri ürün ve hizmetleri rakip ürün veya hizmetlerden daha pahalıya satın alma yönünde dahi istekli olmaktadırlar. Bu çalışmada, kurumsal sosyal sorumluluğun satın alma niyeti üzerindeki etkisi belirlenmeye çalışılmıştır.

1.       Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Önemi


İşletmeler kuruluş nedenlerine, yapılarına içinde bulundukları ekonomik düzenin koşullarına, yönetim anlayışlarına ve buna benzer etkenlere bağlı olarak farklı amaçlar güdebilir. İşletmeler açısından farklı nitelikte olmakla birlikte geleneksel amaçlar kar elde etme ve topluma hizmet götürme amacıdır. Bununla birlikte çağdaş isletmeler geleneksel amaçları aşarak toplumsal ve teknolojik değişmeler doğrultusunda daha anlamlı ve bütünleyici amaçlar edinmişlerdir. Günümüzde sadece kar amacı ile çalışan işletmeler çağın gerisinde kalan ve uzun dönemde yaşama şansına sahip olmayan kuruluşlardır. Hızla gelişme ve değişmelere sahne olan ekonomik, sosyal ve teknolojik dünya içinde işletmelerin kuruluş ve gelişme amaçları da yeni boyutlar kazanarak kendi içinde değişim süreci geçirmektedir. Bu olgular doğrultusunda işletmelerin elde ettikleri parasal değerin tek başına pek önemi kalmamıştır. Nitekim ülkemizde de bu bilincin yerleşmeye başladığının bir ifadesi olarak Türkiye’deki en büyük 50 şirketten % 82’sinin Kurumsal sosyal sorumluluk aktiviteleri yürüttüğü görülmektedir (Bağcan, 2014: 444)
2000’li yıllardan sonra bir işletmenin başarısı kazancı maksimize etmekle değil, bu kazancı toplumsal hedeflere yöneltip, toplumun değer ölçülerine uygun politikalar belirleyerek faaliyetlerini sürdürmesiyle artan oranda bağlantılı hale gelmiştir. Bununla birlikte işletmeler çevresindeki sistemin bir parçası olduğuna göre, yaşamlarını sürdürmeleri bu sistemdeki değişikliklere uyum sağlamalarıyla mümkündür. Toplumsal hayata ayak uydurabilmek ve ortaya çıkan sorumluluk kavramının, değişen şartlara bağlı olarak boyutlarının artmış ve genişlemiş şekli olarak sosyal sorumluluk,işletmelerin kayıtsız kalamayacağı boyutlara ulaşmıştır (Sabuncuoğlu ve Tokol, 2011:21-24).
İşletmeler bir süredir toplumsal sorumluluklarını; iş stratejilerinin ve kurumsal kimliklerinin bir parçası olarak görmeye başladılar. Bu durumu sağlayan iki temel neden bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, günümüz çalışanlarının sadece maddi kazançlar için değil, inandıkları bir değer için ve yaşadıkları dünyanın gelişimine katkı sağlamak için de çalışmak istiyor, katkıda bulunmak istiyor olmalarıdır. İkincisi ise artık bir ürün ya da bir hizmetin sadece maddi değeri ve kalitesinin onun satın alınması için yeterli bulunmuyor olmasıdır. Günümüz bilinçli tüketicileri, üretici işletmenin faaliyetlerini de takip etmekte ve satın alma kararı verirken göz önünde bulundurmaktadırlar. Bu nedenle işletmeler artık faaliyetlerini çok iyi gözden geçirmeli ve çevrelerini nasıl etkilediklerini tespit etmeliler; bunun yanı sıra ülkelerin ekonomik ve sosyal gelişimine katkıda bulunacak projeleri geliştirmelidirler. (Tatari,2003:3).
Kurumsal sosyal sorumluluk kavramına önem veren işletmeler üç ana tema üzerinde taahhütte bulunmaktadır (Argüden, 2002:9):
-Her şeyden önce işletmelerin ticari faaliyetlerini sürdürürken kanuna, ahlak normlarına, insan haklarına tam anlamıyla uyumlu davranışlar içerisinde bulunmaları ve faaliyetlerinin dünyanın her yerinde çevreye verebileceği zararı asgari düzeye indirme durumunda olduklarını kabul etmeleri ve buna uygun davranışlarda bulunmaları,
-İşletme faaliyetlerinin sadece işletme içini değil, aynı zamanda piyasayı, tedarik piyasalarını, içinde yaşanılan yöreyi, sivil toplum örgütlerini ve kamu sektörünü de etkilediğinin ve tüm bu paydaşlar ile işbirliği içinde çalışma gereğinin bilincinde olmaları,
-Bu sorumluluğun en başta Yönetim Kurulları, Yönetim Kurulu Başkanları ve Genel Müdürlerine ait olduğunun kabul edilmesi.
İşletmeler rekabet ortamında pazarlama ve iletişim stratejilerini yeniden şekillendiren değer yaratma yaklaşımı, bugün işletme amaçlarına ulaşmanın olmazsa olmaz bir parçası haline gelmiştir. Günümüz değişen rekabet sürecinde diğer rakipler karşısında müşteri ve marka değeri yaratarak öne geçmeyi başaran işletmeler, toplumsal değer açısından da sosyal sorumluluk anlayışını benimsemektedirler. Bu nedenledir ki rekabet alanındaki yeteneklerine yeni beceriler eklemek zorunda kalan işletmeler, gelecekteki rekabet edebilirliklerini doğrudan etkileyen sosyal sorumluluk uygulamalarına yatırım yapmak zorundadır (Özgen, 2007:1-6).
İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk çerçevesinde yürütülen sosyal pazarlama programları başlangıçta işletmeye ekstra bir maliyet olarak görülmekle birlikte, sonuçta gerek çalışanlar ve gerekse tüketicilerin bilinçlenmelerinin sağlanması yoluyla işletmenin kurumsal marka kimliğinin ve imajının toplum gözünde değerlenmesini sağlamaktadır (Tığlı vd., 2007:83-93).
İşletmelerin ürünlerini ulaştırmak istedikleri hedef kitleleri üzerinde inandırıcılık ve güven yaratmak esasına dayanan kurum imajının oluşumu uzun ve sürekli bir çabayı gerektirmektedir. Sosyal sorumluluk aslında bir kurumun iyi anlamda bilinirliği ve bu yönüyle kabulü bir yandan müşterilerine sunduğu değere diğer yandan da toplumsal açıdan sunduklarına bağlıdır. Bu bağlamda işletmenin kamuoyunda saygın bir kurumsal imaja sahip olabilmesi için, başta çalışanları, müşterileri, tedarikçileri ve toplum olmak üzere tüm sosyal paydaşları nezdinde etkin bir iletişim kurabilmesi öncelikli bir zorunluluk olmaktadır (Erdoğan vd. 2006:46-53).

2. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Kavramı


Sosyal sorumluluk, işletmelerin etkileşim içinde olduğu sosyal çevresine ve kişilere olan davranış biçimi ile ilgilidir. Bilindiği üzere, çevre, işletmelerin kararlarını, hatta yapısını etkileyecek ölçüde güçlü bir aktördür. (Yaşbay ve Ataman, 2015: 89) Bununla birlikte kurumsal sosyal sorumluluk kavramı, işletmenin hem iç, hem de dış çevresindeki tüm paydaşlarına karşı ‚etik ve sorumlu davranması, bu yönde kararlar alması ve uygulaması şeklinde tanımlanmaktadır.
İşletmeler iş dünyasında faaliyetlerini sürdürürlerken bir arada yaşadıkları toplumun da menfaatleri ile ilgilenmek ve onları gözetmek durumundadırlar. İşletmelerin ancak kar elde ettikleri sürece varlıklarını sürdürebilecekleri bir gerçektir. Ancak işletmeler ekonomik hedefleri için mücadele ederken, çalışanları, hissedarları ve toplum gibi sosyal paydaşlarının da menfaatlerini göz önünde tutmak zorundadır. İşte bu noktada sosyal sorumluluk kavramı ortaya çıkmaktadır ( Şimşek, 2003:378).
Üretim, ürün, satış odaklı pazarlama anlayışlarının hâkim olduğu söz konusu bu geçmiş yıllarda pazarlamanın öncelikleri bugünkünden çok farklıydı.  (Dursun, Oskaybaş ve Gökmen, 2014, s.96) Bu dönemlerde işletmeler için kurumsal sosyal sorumluluk kavramından söz etmek dahi mümkün değildi. Zamanla değişen sosyo-ekonomik yapı, işletme ve kurumları her gün daha fazla konuda sorumluluk almaya yöneltmektedir. Bu durum giderek karmaşıklaşan sosyal yapıda işletmelerin hangi alanlarda ve hangi kesimlerle sorumluluğu paylaşabileceklerini tartışma konusu yapmaktadır.
Sosyal sorumluluğa ilişkin olarak aşağıda belirtilen özelliklerden yola çıkarak bir referans noktası oluşturmak mümkün olabilecektir (Bayrak, 2001:92);
-Yasal düzenlemelerin ötesinde kalan alanlarla ilgili olarak ne yapacağına veya ne yapmayacağına her işletme veya kurum kendisi karar vermelidir. Bu kararların aynı zamanda sosyal sorumlulukla ilgili tutum ve davranışları da belirleyeceği göz ardı edilmemelidir.
-İşletmeler ve kurumlar uzun vadeli politikalar belirlemeli, kısa vadede kazancını düşüren harcamaların uzun vadede getirisi olacağını değerlendirmelidir.
-İşletmeler sosyal güçleri oranında sosyal sorumluluk yüklenmelidir. Aksi takdirde güçle paralellik göstermeyen bir sorumluluğun üstesinden gelmek mümkün olmayacaktır. Sosyal sorumluluk, örgütlerin büyüklüklerine, koşullarına, yapılarına ve hedeflerine göre değişiklik göstermektedir. İşletme veya kurumun ilgi alanı, faaliyet gösterdiği alanla ilgili sosyal sorumluluk kampanyaları düzenlemesi veya açılan kampanyalara katkı yapmasının diğer alanlara göre avantajları bulunmaktadır.
Bir işletmenin sosyal sorumluluk kapsamının, sosyal taleplerle yakından ilgili olduğu unutulmamalıdır. Ancak sosyal talepler durağan olmadığından bu talepleri belirlemeye yönelik çalışmalar aralıksız olarak sürdürülmelidir.
Sosyal sorumluluk, işletmelerin ekonomik ve yasal koşullara, iş ahlakına, işletme içi ve çevresindeki kişi ve kurumların talep ve beklentilerine uygun bir çalışma anlayışı ve politikası gütmesine, insanları mutlu ve memnun etmesine yöneliktir. (Eren, 2000: 104).
Kurumsal sosyal sorumluluk, işletmelerin mal ve hizmet üretimi odaklı olduğu, faaliyetlere verimlilik ve ekonomiklilik çerçevesinden bakılan Adam Smith’in maksimum kar anlayışının yerini, topluma karşı sorumluluk düşüncesinde olma anlayışına bırakmasının bir sonucu olarak meydana gelmiştir (Peltekoğlu, 2001:179).
Sosyal sorumluluk kavramı temel olarak işletmelerin toplumda ahlaki birer araç olarak yer almaları, davranış ve faaliyetlerinin toplum tarafından yönlendirilmesi ve toplum amaçlarıyla uyumlu faaliyet göstermeleri ile ilişkilendirilir (Wartick ve Cochran, 1985:758).
Kurumsal sosyal sorumluluk, işletmelerin topluma yönelik tercih ve kararlarında etik davranması, yani işletmenin toplumla ilişkilerinde olumsuz yönlerini asgari seviyede tutarak, olumlu yönlerini çoğaltma amacı ve bu amacını yönetmesi anlamına gelmektedir (Ay, 2003: 23).
Kurumsal sosyal sorumluk denildiğinde bundan genellikle bir işletmenin sürdürülebilir büyüme temel hedefine yönelik olarak doğayı ve çevreyi koruyacak önlemler alarak üretimde bulunması anlaşılmaktadır. Oysa bu son derece eksik bir tanımlamadır. Bir işletme ya da kurumun çevreye ve topluma karşı sorumlukları yanı sıra doğrudan ve /veya dolaylı ilişki içerisinde bulunduğu ve işletme kararlarından ve faaliyetlerinden ciddi olarak etkilenebilecek tüm paydaşlara karşı sorumluluğu bulunmaktadır (Aktan ve Börü, 2006:193).
İşletmelerin faaliyet sahaları ve maddi güçlerine göre üslenebilecekleri birçok sosyal sorumluluk alanları bulunmaktadır. İşletmelerin sorumluluk alanları aşağıda şu yedi maddede toplanmıştır (Caroll, 1991: 26);
  İşletme sahip ve ortaklarına karşı sorumluluklar,
  İşletme müşterilerine karşı sorumluluklar,
  İşletmenin çalışanlarına karşı sorumlulukları,
  İşletmenin birlikte yaşadığı topluma karşı sorumlulukları,
  İşletmenin rakiplerine karşı sorumlulukları,
  İşletmenin kendi destekleyicilerine karşı sorumlulukları,
  İşletmenin sosyal gruplara karşı olan sorumlulukları.
İşletme içi ve işletme dışı sosyal sorumluluklar şu şekilde sıralanabilmektedir (Şener, 1996: 17):
İşletme İçi Sosyal Sorumluluklar:
  İşletmelerin çalışanlarına önem vermesi,
  Çalışanların işe adaptasyonunun sağlanması,
  Çalışma ortamının veya koşullarının, çalışanlar lehinde ayarlanması, iyileştirilmesi,
  Bireyin kişisel eğitimine ve kariyerine odaklanma,
  İşletmelerde iletişimi artırma ve tüm çalışanların yönetime katılma olanağının sağlanması,
İşletme Dışı Sosyal Sorumluluklar
  İşletmelerin iş ahlakına uymaları,
  Ürünün güvenliği bakımından, ürünü tüketiciye tanıtma,
  Tüketicileri bilgilendirme sorumlulukları,
  Ürün veya hizmet fiyatı belirleme bakımından sorumluluklar,
  Çevre kirliliğinin önlenmesi açısından sorumluluklar.

3. Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Avantajları


İşletmeler için sosyal sorumluluğun faydaları; sosyal kimlik oluşturma, rekabet üstünlüğü elde etme, kurumsal bağlılık yaratma, itibar sağlama ve markalaşma vb. olarak sıralanabilir. İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk anlayışının etkisiyle sağladıkları faydalar sadece ekonomik göstergelere yansıyan rakamlarla ifade edilen kazanımlar değildir. Toplumsal saygınlık kazanmanın etkisiyle kurum imajı değer kazanmakta ve bu firmanın marka değerine yansımaktadır. İşletmeler için sosyal sorumluluk projelerinde katılımcı olmak, çalışanlar üzerinde olumlu etki yaparak çalışan bağlılığını artırmakta ve aynı zamanda nitelikli işgücünün işletmeye çekilmesinde önemli rol oynamaktadır. Bununla birlikte kurumsal sosyal sorumluluğa önem veren işletmeler hem daha iyi şartlarda borçlanabilmekte, hem de hisse senedi değeri artmaktadır. Aynı zamanda kurumsal sosyal sorumluluk işletmelere yeni pazarlara girme ve müşteri sadakati sağlamada kolaylıklar sağlamakta, verimlilik ve kalite artışları yaşanmakta, risk yönetimi daha etkin hale gelmektedir (Argüden, 2002:11-13).
İşletmeler için kurumsal sosyal sorumluluğun faydaları şu şekilde özetlenmektedir (Aktan ve Börü, 2006:30);
İşletmeye sağlayacağı faydalar; Hisse senetlerinde değer artışı, marka değeri oluşturma, etkin risk yönetimi, itibar sağlama, hassas yatırımcılara ve finansman kaynaklarına ulaşım, kurumsal imajın artması, karlılıkta artış, toplumsal saygınlık, nitelikli çalışanı cezbetme ve elde tutma, kurumsal öğrenme ve yaratıcılık, müşteri sadakati, faaliyetlerde etkinlik, yeni pazarlara girme kolaylığı, verimlilik ve kalite artışı, rekabet avantajı, işbirliklerinin gelişimi.
Yöneticilere Sağlayacağı Faydalar; Onur ve gurur duyma, motivasyon artışı sağlayacak insan kaynakları politikaları, etik konularda daha fazla farkındalık, etik eğilimlerle, çalışanlara karşı daha çok güven duyma, trendlere uygun hareket etme, çalışanların işletme amaçlarını benimsemesi ve içselleştirmesi, yaratıcı düşünce ve uygulamaların ortaya çıkması.
Hissedarlara Sağlayacağı Faydalar; Bütün firma faaliyetlerine yatırım artması, sosyal sorumluluk yatırım projelerine kolay fon temini, işletme değerindeki artış, sermaye temininde kolaylık, işletmeyle ilgili bilgilerin açıkça paylaşılması, sosyal performans ölçütü oluşturma.
Çalışanlara Sağlayacağı Faydalar; Güvenli çalışma ortamı, etkin insan kaynakları politikaları, daha iyi çalışma koşulları, işgücü ilişkilerinde daha az anlaşmazlık, istihdam maliyetlerinde azalma, kurum içi iletişimin ve verimliliğin artması, fırsat eşitliği ve erişim hakları, işçi standartlarında iyileşme.
Müşterilere Sağlayacağı Faydalar; Dürüst fiyat ve kaliteli ürün, satın alma sürecinde bilgi temini, taleplerinin tanımlanması ve yerine getirilmesi, müşteri şikayetlerinin dikkate alınması ve çözümlenmesi, örgütlü hareket edebilme.
Rakiplere Sağlayacağı Faydalar; Bilgilendirme ve kıyaslama örneği, adil rekabet, dürüst reklam.
Tedarikçilere Sağlayacağı Faydalar; Fiyatlandırma ve ödeme koşullarında dürüstlük, faaliyetlerine destek olacak tedarikçilere, finansal destek.
Topluma Sağlayacağı Faydalar; İnsan haklarının geliştirilmesi, eğitim, sağlık ve kültür alanlarına yatırım, çocuk işgücünün sömürülmesine engel olma, sürdürülebilirliğe olan katkı.
Hükümete Sağlayacağı Faydalar; Yasalara bağlılık, yolsuzlukla mücadele, kamusal alanlara yatırım, ekonomik ve sosyal sorunlara destek verme, istihdam oluşturma.
Çevreye Sağlayacağı Faydalar; Çevre kirliliğinin azaltılması, kültürel mirasın korunması, bitki örtüsünün ve hayvan soyunun korunması, daha temiz üretim süreçleri, enerji tasarrufu, geri dönüşüm, eko-verimlilik, çevresel teknoloji kullanımı.

4. Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Boyutları


Literatürde, kurumsal sosyal sorumluluk boyutları ile ilgili yapılan çalış­malarda en çok kullanılan model, Carroll’ın dört boyutlu sosyal sorumluluk modelidir. Carroll, 1979 yılında dikdörtgen şeklinde oluşturduğu modeli daha sonraki çalışmasında (Carroll 1991) piramit şekline dönüştürerek geliştirmiştir. Kurumsal sosyal sorumluluk piramidi ekonomik sorumluluk, yasal sorumluluk, etik sorumluluk ve gönüllü so­rumluluk olmak üzere dört boyuttan oluşmaktadır. İşletmeler, bu boyutlar kapsamında değerlendirilen faaliyetleri, sadece işletme yararı için değil, aynı zamanda toplumun yararı için de gerçekleştirmek­tedir (Pirsch vd. 2007). Carroll (1991) Kurumsal Sosyal Sorumluluk katego­rilerinin, dikdörtgenden piramit şekline dönüşme­sinde ekonomik sorumluluğun piramidin temelini oluşturduğu için en altta ve en fazla alana sahip ol­duğunu belirterek, daha sonra yasal, etik ve gönül­lü sorumluluk alanlarını sıralamıştır.
Ekonomik Sorumluluk: Kurumsal sosyal sorumluluğun ilk katmanı olup daha sonraki sorumlu­lukların temelini oluşturmaktadır. Ekonomik so­rumlulukların yerine getirilmesi tüm kurumlardan istenilmektedir. Sosyal sorumluluk, işletmelerin kar elde etmekle, bu karı elde etmek için katlandı­ğı maliyetler arasında denge kurmasını gerektirir (Dalyan ve Gökbel 2005). Bu açıdan da ekonomik sorumluluk, işletmelerin en temel sosyal sorumlu­luğudur. Carroll’a (1993) göre ekonomik sorumlu­luğun özünü tüm paydaşlar için karlı olmak, çalı­şan için iyi istihdam olanakları ve verimli çalışma koşulları sağlamak, müşteriler için kaliteli ürün­ler üretmek, yeni kaynaklar araştırmak, teknolo­jik ilerlemeyi desteklemek ve yenilikçilik konuları oluşturmaktadır (Lantos 2002; Carroll 2004; Jamali ve Mirshak 2007). İşletmeler yapmış oldukları faa­liyetlerle ekonomik sorumlulukları yerine getirebi­lir ancak daha önemlisi, bu faaliyetlerin sosyal çev­re tarafından nasıl algılandığıdır (Çerik ve Özars­lan 2008).
Yasal Sorumluluk: Yasal sorumlulukla, işletme­lerin, ekonomik faaliyetlerini sürdürürken belirli yasal ve denetim kısıtlarını da göz önünde bulun­durmaları ifade edilmektedir. Yasal boyutun içeriği­ni, kurum çalışanlarının, kurumun faaliyetlerinin yasallığına ve düzenlemelerine ilişkin algılamaları oluşturur. Genel olarak yasal boyut, işletmenin de­vamlılığı için yasal düzenlemelere uygun hareket etme, ulusal ve yerel kurumların hukuki düzenle­melerine uyma, çalışanın yasalara uygun faaliyette bulunmaları konusunda özgüven verme, yasal yü­kümlülükleri tanımlama ve bu prensipleri çalışa­nına duyurma şeklinde örneklendirilebilir (Carrol 1991).
Etik Sorumluluk: İşletmenin amaçlarına ulaşması için seçtiği yol ve yöntemle­rin toplumun siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel refahına zarar vermeden gerçekleştirip gerçekleşti­rilmediklerini ele alır. Bu boyut, işletme faaliyetleri sonucu doğabilecek zararı ve toplumsal hasarı ön­lemeye yöneliktir. Dört boyutlu kurumsal sosyal sorumluluk modelinde etik sorumluluk, çalışanın hak ve adale­te ilişkin algılamalarını içererek sosyal sorumlulu­ğun çekirdek kısmını oluşturur. Genel olarak etik boyutta, toplumun belirlediği norm ve kurallara uyularak, toplumun işletmelerden beklediği saygı ortaya koyulabilir (Carroll 1991).
Gönüllü Sorumluluk: Bu sorumluluk, işletmeler için bir zorunluluk ifade etmeyen ancak, işletme­nin toplumda oluşturduğu iyi niyeti güçlendiren ya da işletmenin bulunduğu çevre tarafından iyi kurumsal vatandaş olarak algılanmasına katkıda bulunan bir sosyal sorumluluk boyutudur (Çe­rik ve Özarslan 2008). Gönüllülük, hayırseverlik kavramları, hiçbir karşılık beklenme­den yapılan faaliyetleri içermektedir. Bu anlamıyla işletmelerin gönüllü veya hayırseverlik faaliyetleri yerine getirirken asıl amacı kendisine fayda sağla­mak yerine, bağlı olduğu sosyal çevreye fayda sağ­lamaktır.

5. Satın Alma Niyeti

Satın alma niyeti, tüketicinin belirli bir zaman aralığında belirli bir markadan ya da üründen belirli bir miktarda satın almayı planlaması olarak tanımlanmaktadır. (Gökalan, 2009: 68) Diğer bir deyişle belirli bir ürün veya hizmeti satın almak için tüketicinin niyetini ifade eder (Chen, 2013: 32). Aynı zamanda tüketicilerin bir ürünle ilgili değerlendirmelerini ya da tutumlarını ifade etmektedir. Müşteri ürünü değerlendirdikten ve onu satın almaya değer olduğunu keşfettikten sonra onu satın alacağı anlamına gelmektedir (Madahi, 2012: 153). Değer, işletmenin sunduğu mükemmeliyet, tecrübe, algı, tutum gibi duygular, bireysel satın alma niyetini etkileyebilmektedir (Nasermoadeli vd., 2013: 129). Satın alma davranışı, genellikle tüketicilerin isteklerinden tahmin edilmektedir. Satın almadaki isteklilik, her ne kadar gerçek satın alma olmasa da, davranışsal bir niyettir. Ancak tüketiciler, satın alma davranışı ortaya çıkmadan önce kendi tecrübelerini ve araştırmalarını temel alarak karşılaştırma ve yargı ile değerlendirmede bulunmaktadırlar (Zeithaml vd., 1996; Wen, Li, 2013). Tüketiciler genel olarak kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerine önem veren işletmelerin ürünlerini satın almaya istekli olduklarını belirtmelerine karşın, kimi zaman kurumsal sosyal sorumluluk faaliyeti yürütmenin fiyatları artıracağı algısı oluşmaktadır. Bilindiği üzere, fiyat algısı yalnızca içsel unsurlardan değil, işletmelerin faaliyetlerinden de büyük ölçüde etkilenmektedir. (Ünsalan ve Bayraktar, 2017, s.268) Dolayısıyla fiyatların yükseleceği algısı satın alma niyetini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu anlamda bireylerin negatif ya da pozitif tutumları, satın alma davranışında önemli bir rol oynayabilmektedir.
Tüketiciler, işletmelerin sosyal sorumluluk faaliyetlerine verdikleri desteği davranışları ile diğer bir ifadeyle satın alımları ile göstermektedirler. Sosyal olarak sorumlu bir tüketim, sosyal açıdan sorumlu bir tüketicinin topluma karşı genel sorumluluğunu ifade etmektedir. Sosyal sorumluluk taşıyan satın alma davranışı, çevre, çalışan, insan hakları gibi etik konuları dikkate alan ve bunların seçim kriteri olarak kullanıldığı bir satın alma olarak tanımlanmaktadır. Söz konusu davranışta bulunan tüketiciler, tüketimlerinin yerel, ulusal ve uluslararası alanda yaşayan diğer bireyler üzerinde etkili olabileceğinin bilincindedirler (McGregor, 1999) ve kararlarını şekillendirirlerken kendilerinin, toplumu ve daha geniş çevreleri nasıl etkilediğini düşünmektedirler (Wesley vd., 2012: 29). Günümüzde tüketiciler, bilinçli olarak işletmenin topluma katkısını ve saklı pazarlama inisiyatiflerini değerlendirmekte ve satın alımlarını ona göre şekillendirmektedirler (Manzano vd., 2012; Iftekhar vd., 2013).

6. Metodoloji

Kurumsal sosyal sorumluluğun satın alma niyeti üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla tanımsal bir araştırma tasarlanmıştır. Araştırmanın anakitlesini İstanbul’da yaşayan tüketiciler oluşturmaktadır. İstanbul ilinin seçilmesinin sebebi, hem işletme türü  ve büyüklüğü bakımından, hem de tüketicilerin demografik özellikleri bakımından, geniş bir kitleyi temsil eden heterojen yapıda bir il olmasıdır. Örnekleme yöntemi araştırmacıların zaman ve maliyet kısıtları doğrultusunda tesadüfi olmayan örnekleme yöntemlerinden kolayda örnekleme olarak belirlenmiştir. Tesadüfi olmayan bir örnekleme yöntemi kullanıldığından, örneklem sayısının belirlenmesinde değişkenleri oluşturan ifadelerin sayısı dikkate alınmıştır. Buna göre örneklem sayısı; en az 21×10=210 olarak belirlenmiştir. Verilerin toplanmasında kantitatif yöntemlerden anket yöntemi tercih edilmiştir. Bu yöntemin tercih edilmesinin en önemli sebebi, kitlesel düzeyde veri toplamaya olanak sağlamasıdır. Kurumsal sosyal sorumluluk ve satın alma niyetinin ölçümlenmesi amacıyla 5’li Likert ölçeğinden yararlanılmıştır. Cevaplar 1=Kesinlikle Katılmıyorum, 5=Kesinlikle Katılıyorum aralığında kodlanmıştır. Veriler SPSS 16 paket programında analiz edilmiştir. Veri analizinde kullanılan istatistiksel yöntemler; frekans analizi, aritmetik ortalama, açımlayıcı faktör analizi, güvenilirlik analizi ve çoklu regresyon analizidir.
Araştırma modeli Şekil 1’de görülmektedir:

Şekil 1: Araştırma Modeli

Araştırma kapsamında test edilen hipotezler şu şekildedir;
H0: Kurumsal sosyal sorumluluğun satın alma niyeti üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi yoktur.
H1: Kurumsal sosyal sorumluluğun satın alma niyeti üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi vardır.

7. Bulgular

Anketi cevaplayan katılımcıların demografik yapısı Tablo 1’deki frekans dağılımlarında görülmektedir:

Tablo 1: Cevaplayıcıların Demografik Özelliklerine İlişkin
Frekans Dağılımları

N
%
Cinsiyet
Kadın
Erkek

195
205

48,8
51,2
Yaş
0-18
19-30
31-40
41-50
51-60
61 ve üzeri

8
249
60
20
45
18

2
62,2
15
5
11,2
4,5
Çalışma Durumu
Ev Hanımı
Serbest Meslek Sahibi
Kamu Çalışanı
Özel Sektör Çalışanı
Emekli
Çalışmıyor

15
31
27
134
24
169

3,8
7,8
6,8
33,5
6
42,2
Aylık Gelir
0-2.000 TL
2.001-4.000 TL
4.001-6.000 TL
6.001-8.000 TL
8.001-10.000 TL
10.001 TL ve üzeri

174
38
16
85
44
43

43,5
9,5
4
21,2
11
10,8

Kurumsal sosyal sorumluluk ve satın alma niyetine ilişkin ifadelere ilişkin betimsel istatistikler Tablo 2’de sunulmaktadır:,

Tablo 2: Ölçeklerde Yer Alan İfadelere İlişkin Betimsel İstatistikler

Ortalama
Standart Sapma
Genellikle satın aldığım markalar gelecek nesilleri önemseyen sürdürülebilir büyümeyi hedefler.
3,30
1,121
Genellikle satın aldığım markalar toplumun ihtiyaçları doğrultusunda okul, hastane gibi kurumlara bağış yapar.
2,63
1,062
Genellikle satın aldığım markalar için müşteri memnuniyeti çok önemlidir.
3,85
1,083
Genellikle satın aldığım markalar tüketici haklarına saygılıdır.
3,69
1,075
Genellikle satın aldığım markalar ürün ve hizmetleri hakkında müşterilere tam ve doğru bilgi sunar.
3,49
1,067
Genellikle satın aldığım markalar müşteri şikayetlerini dikkate alır.
3,50
1,157
Genellikle satın aldığım markalar saygın ve güvenilirdir.
3,91
1,800
Genellikle satın aldığım markaların temel prensiplerinden biri müşterilerine yüksek kaliteli ürün ve hizmetler sunmaktır.
3,70
1,021
Genellikle satın aldığım markaların ürünleri ulusal ve uluslararası standartlara uygundur.
3,78
1,075
Genellikle satın aldığım markaların garanti koşulları, pazardaki alternatifler arasında en iyilerindendir.
3,65
1,063
Genellikle satın aldığım markalar rekabette etik kurallara uygun hareket eder.
3,51
1,060
Genellikle satın aldığım markalar sosyal sorumluluk projelerinde rakipleriyle işbirliği yapar.
2,96
1,036
Genellikle satın aldığım markalar haksız rekabete karşıdır.
3,07
1,092
Genellikle satın aldığım markalar dürüst prensiplere sahiptir.
3,43
1,036
Genellikle satın aldığım markalar, çalışanlarını eğitimlerine devam etme yönünde destekler.
3,41
1,036
Genellikle satın aldığım markalar çalışanlarına yeteneklerini geliştirme ve kariyer yapma fırsatı sunar.
3,27
1,114
Genellikle satın aldığım markalar çalışanlarına güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı sunar.
3,45
1,008
Yakın gelecekte kullandığım markalardan ürün veya hizmet satın almaya niyetim var.
3,57
1,088
Kullandığım ürünleri satın almaya devam edeceğim.
3,84
1,039
Genel olarak kullandığım ürünlerden sık sık satın alırım.
3,72
1,010
Yakın çevreme kullandığım ürünlerden satın almaları konusunda tavsiyede bulunurum.
3,59
1,160
Tablo 2’de görüldüğü üzere, cevaplayıcıların kurumsal sosyal sorumluluğa ilişkin ifadelerde en fazla katıldıkları ifade, “Genellikle satın aldığım markalar saygın ve güvenilirdir”, satın alma niyetine ilişkin en fazla katıldıkları ifade ise, “Kullandığım ürünleri satın almaya devam edeceğim” olmuştur.
Kurumsal sosyal sorumluluk ölçeğine ilişkin faktör analizi ve güvenilirlik analizi sonuçları Tablo 3’te özetlenmektedir:

Tablo 3: Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ölçeğine İlişkin Faktör Analizi ve Güvenilirlik Analizi Sonuçları
İfade Numarası
Faktör Ağırlığı
Faktör Adı
Açıklanan Varyans
Cronbach’s Alpha Katsayısı
KSS 3
KSS 4
KSS 8
KSS 5
KSS 10
KSS 9
KSS 6
KSS 7
0,767
0,745
0,728
0,711
0,710
0,690
0,627
0,523
Yasal
34,501
0,848
KSS15
KSS16
KSS13
KSS17
0,809
0,784
0,681
0,619
Etik
21,144
0,768
Kaiser-Meyer-Olkin Örneklem Yeterliliği Katsayısı: 0,906
Bartlett Küresellik Testi Anlamlılık Düzeyi: 0,001
Toplam Açıklanan Varyans: 55,645

Tablo 3’te görüldüğü üzere, keşfedici faktör analizi sonucunda kurumsal sosyal sorumluluk 2 boyuta indirgenmiştir. Faktörler altında yer alan ifadeler anlam bakımından irdelenerek bu iki faktör yasal ve etik boyutlar olarak isimlendirilmiştir. Güvenilirlik katsayıları incelendiğinde, her iki faktörün de güvenilir olduğu görülmektedir.
Satın alma niyetine ilişkin keşfecici faktör analizi ve güvenilirlik analizi sonuçları Tablo 4’te açıklanmaktadır:

Tablo 4: Satın Alma Niyeti Ölçeğine İlişkin Faktör Analizi ve Güvenilirlik Analizi Sonuçları
İfade Numarası
Faktör Adı
Cronbach’s Alpha Katsayısı
SAN1
SAN2
SAN3
SAN4
Satın Alma Niyeti
0,810
Kaiser-Meyer-Olkin Örneklem Yeterliliği Katsayısı: 0,794
Bartlett Küresellik Testi Anlamlılık Düzeyi: 0,001

Tablo 4’te görüleceği gibi, satın alma niyeti ölçeği tek boyuttan oluşmuştur. Ölçeğin güvenilirlik katsayısı 0,810 olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla ölçek güvenilirdir.
Kurumsal sosyal sorumluluğun satın alma niyeti üzerindekş etkisini belirlemek amacıyla çoklu regresyon analizi uygulanmıştır. Analiz sonuçları Tablo 5’te özetlenmiştir:

Tablo 5: Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Satın Alma Niyeti Üzerindeki Etkisi
R
R2
F
p
Bağımsız Değişken
Beta
p
VIF
0,658
0,433
151,340
0,001
Yasal Sorumluluk
Etik Sorumluluk
0,560
0,186
0,001
0,001
1,468
1,468

Tablo 5’ten anlaşılacağı üzere, kurumsal sosyal sorumluluğun satın alma niyeti üzerinde %43,3’lük bir etkisi tespit edilmiştir. Bağımsız değişkenlerden satın alma niyetini en fazla açıklanan boyut, yasal sorumluluk olmuştur.

SONUÇ

Değişen toplum ve üretim yapısı, müşteri beklentilerini de büyük ölçüde değişime uğratmıştır. İşletmeler, müşteri beklentilerini karşılamanın yanı sıra, topluma, çevresine ve paydaşlarına karşı olan sorumluluklarını yerine getirmek üzere, kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerine eğilmeye başlamıştır. Global düzeyde birçok başarılı kurumsal sosyal sorumluluk projesi yürütülürken, ülkemizde de bu tür faaliyetler giderek yaygınlaşmaktadır.
Tüketiciler genellikle kurumsal düzeyde sosyal sorumluluklarına özen gösteren işletmelerin ürün ve hizmetlerini satın almaya istekli olduklarını belirtirler. Bu çalışmada da tüketicilerin bu ifadelerini destekler nitelikte anlamlı bir etkiye ulaşılmıştır. Ancak kurumsal sosyal sorumluluğun yasal ve etik boyutları çalışmada ön plana çıkmıştır. Bu durum, tüketicilerin işletmelere güven duymak istediklerinin bir göstergesi olarak algılanabilir. Tüketicilerin organizasyonlardan beklentisi, hayırseverlik projelerinden daha önce, kendilerine ve gerek mikro, gerekse makro çevrelerine karşı dürüst olmalarıdır.
Kurumsal sosyal sorumluluk dışında satın alma niyetini etkileyen birçok etmen bulunmaktadır. Bu çalışmada yalnızca yasal ve etik kurumsal sosyal sorumluluğun etkileri belirlenebilmiştir. Bununla birlikte, satın alma niyeti, satın alma davranışının ancak bir öncüsü niteliğindedir. Dolayısıyla kurumsal sosyal sorumluluğun direkt olarak satın almayı beraberinde getireceğinden söz etmek mümkün değildir.
Yöneticiler açısından ele alındığında, ilk olarak, kurumsal sosyal sorumluluk denildiğinde yalnızca filantropi faaliyetlerinin algılanmaması, kurumsal sosyal sorumluluğun tüm paydaşlar nezdinde geniş bir perspektiften ele alınması önerilmektedir. Çalışmada yasal ve etik sorumluluğun etkisinin ön plana çıkması, dürüst ve şeffaf bir yönetim anlayışının gerekliliğini ortaya koymaktadır. İşletme, müşterilerine olduğu kadar, çalışanlarına, içinde bulunduğu topluma, doğal çevreye, hatta rakiplerine karşı etik davranmalıdır.
Bu çalışmada kurumsal sosyal sorumluluğun satın alma niyeti üzerindeki etkisini ortaya koyan betimsel bir araştırmaya yer verilmiştir, dolayısıyla niyet bakımından mevcut durumun ortaya konulduğu söylenebilir. Çalışmada heterojen bir tüketici kitlesine sahip olan İstanbul ilinde araştırma yapılmıştır, dolayısıyla elde edilen sonuçlar literatüre katkı sağlayacak niteliktedir. Ancak ileriki çalışmalarda niyetin ne ölçüde davranışa dönüştüğü yönünde deneysel tasarımlara yer verilebilir.

KAYNAKÇA

Aktan, Coşkun Can, Börü, Deniz. Kurumsal Sosyal Sorumluk, Kurumsal Kültür, Organizasyonlar, Kurallar ve Kurumlar (Editör; Coşkun Can Aktan) (2006) SPK Yayın No: 195, Ankara.

Argüden, Y. (2002). Kurumsal Sosyal Sorumluluk, İstanbul, Rota Yayın Yapım.

Bağcan, S. (2014). A Multi-Dimensional, Big Picture of CSR: Top 50 Companies in Turkey, The Business&Management Review, 5, (1), 444-453.

Barutçugil, İsmet. (2004). Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi, Kariyer Yayınları, İstanbul.

Bayrak, Sabahat. (2001). İş Ahlakı ve Sosyal Sorumluluk,1. Baskı, İstanbul, Beta Yayınları.

Carroll, B. A. (1979). The Pyramid of Corporate Social Responsi­bility: Toward the Moral Management of Organizational Stakeholders, Business Horizons, 4 (4): 39-48.

Carroll, B. A. (1991). The Pyramid of Corporate Social Responsi­bility, Business Horizons, July-August 28 (3): 40-52.

Carroll, A. B. (2004). Managing Ethically with Global Stakehol­ders: A Present and Future Challenge, Academy of Mana­gement Executive, 18 (2): 114-120.

Çerik, Ş. ve Özarslan, E. (2008). Çalışanların Sosyal Sorumluluk Boyutlarına İlişkin Algılamaları: İlaç Sektöründe Karşı­laştırmalı Bir Uygulama, Ege Akademik Bakış Dergisi, 8 (2): 587-604.

Chen, J. C. V., Lin, C., Wu, Y. S., (2013). Electronic Word of Mouth: The Moderating Roles of Product Involvement and Brand Image, Proceeding of 2013 International Conference on Technology Innovation and Industrial Management, Phuket, Thailand, 29- 47.

Dalyan, F. ve Gökbel, S. (2005). İşletmelerde Sosyal Sorumluluk: İMKB’de İşlem Gören Bankaların Sosyal Sorumluluk Faaliyet­leri ile Karlılıkları Arasındaki İlişki, Eskişehir: Anadolu Üni­versitesi Yayınları.

Dursun, T. Oskaybaş, K. Gökmen, C. (2014). Hizmet Kalitesi ve Müşteri Memnuniyetinin Şube-İnternet Bankacılığında Karşılaştırılması, Marmara Üniversitesi Öneri Dergisi, Cilt:11, Sayı:41, 95-114.

Erdoğan Z., Gönüllüoğlu S., Özkaya, H. (2006). Kurumsal İmaj Oluşturulmasına İlişkin Bir Literatür Taraması, Pazarlama Dünyası Dergisi, Cilt:20, Sayı: 5.

Eren, Erol. (2000). Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, 6. Baskı, İstanbul, Beta 71 Yayınları.

Jamali, D. ve Mirshak, R. (2007). Corporate Social Responsibi­lity (CRS): Theory and Practice in a Developing Country Context, Journal of Business Ethics, 72: 243-262.

Lantos, G. P. (2002). The Ethicality of Altruistic Corporate Social Responsibility, The Journal of Consumer Marketing, 19 (2/3): 205-208.

McGregor, S.L.T. (1999), Towards a Rationale for Integrating Consumer and Citizenship Education, Journal of Consumer Studies and Home Economics, 23(4), 207-211.

Madahi, A., Sukati, I., (2012): The Effect of External Factors on Purchase Intention Amongst Young Generation in Malaysia, International Business Research, Cilt: 5, Sayı: 8, 153- 159.

Manzano, N., L. Rivas, G. Bonilla (2012), Explanatory Models of Change of Consumer Behavior Applied to Social Marketing, Scientific Research, 4, 246-255.

Özgen, E. (2007). Kurumsal Sosyal Sorumluluk Kavramı ve Çalışan Memnuniyetine Etkisi, D.Ü.Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 8.

Şimşek, M. Şerif, Akgemci, Tahir ve Çelik, Adnan. (2003). Davranış Bilimlerine Giriş ve Örgütlerde Davranış, Adım Matbaacılık ve Ofset, Konya.

Tatari, Begüm. (2003). Şirketlerin Toplumla İlişkisinde Yükselen Değer: Kurumsal Sosyal Sorumluluk, İzmir Ticaret Odası Yayınları Dış İlişkiler Müdürlüğü Raporu, İzmir.

Tığlı, Mehmet. Pirtini, Serdar. Çelik, Candan. (2007).  Sosyal Sorumluluk Kampanyalarının Genç Tüketicilerin Marka Farkındalığı Üzerindeki Etkisinin İncelenmesine Yönelik Bir Araştırma, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Öneri (Hakemli) Dergisi, Cilt: 7, Yıl: 13, Sayı: 27.

Top, Seyfi ve Akın Öner. (2008). İşletme Perspektifinden Sosyal Sorumluluk Teorisinin İncelenmesi, Karaelmes Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:4, sayı: 7, Zonguldak.

Ünsalan, M. Bayraktar, A. (2017). Tüketici Etnosentrizminin Tüketici Fiyat Algısına Etkisi International Journal of Academic Value Studies, 3,9,258-272.

Wartick, S. L. ve Cochran P.L. (1985). The Evolution of the Corporate Social Performance Model, The Academy of Management Review, Cilt:10, Sayı:4.

Wesley, S.C., M. Lee, E.Y. Kim (2012), The Role of Perceived Consumer Effectiveness and Motivational Attitude on Socially Responsible Purchasing Behavior in South Korea, Journal of Global Marketing, 25,29-44.

Yaşbay, H. Ataman, G. (2015). Kaynak Bağımlılığı Kuramı Bağlamında Yönetim Kurulları ve Yönetim Kurulu Bileşiminin Örgüt Performansına Etkisi, 6. Örgüt Kuramı Çalıştayı Bildiriler Kitabı, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, 89-120.

Zeithaml, V.A., L.L. Berry, A. Parasuraman (1996), The Behavioral Consequences of Service Quality, Journal of Marketing, 60, 31-46.



[1] Yrd. Doç. Dr. İstanbul Gelişim Üniversitesi, gvezir@gelisim.edu.tr
[2] PhD, Hakkari Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü, ilknurbilgen@hakkari.edu.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder