Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Satın Alma Niyeti Üzerindeki
Etkisi: İstanbul İlinde Bir Araştırma
Gülsüm VEZİR OĞUZ[1]
İlknur BİLGEN[2]
Özet
Bu
çalışmanın amacı, kurumsal sosyal sorumluluğun satın alma niyeti üzerindeki
etkisinin belirlenmesidir. Bu amaçla tasarlanan araştırmada ekonomik, yasal,
etik ve gönüllü sosyal sorumluluk ele alınmış, bu boyutlarla birlikte satın
alma niyetini ölçen anket formu tüketicilere yöneltilerek veri toplanmıştır.
Analizler sonucunda elde edilen çıkarımlarda, işletmelerin sosyal sorumluluk
faaliyetlerinin tüketiciler tarafından önemsendiği ve işletmelerin ürün ve
hizmetlerini satın alma yönündeki niyetleri olumlu yönde etkilediği vurgulanmaktadır.
Ancak satın alma niyetinin her zaman satın alma davranışıyla sonuçlanmadığı ve
kurumsal sosyal sorumluluk dışında satın alma niyetini tetikleyen birçok unsur
olduğu göz ardı edilmemelidir.
Anahtar Kelimeler: Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Ekonomik
Sorumluluk, Yasal Sorumluluk, Etik Sorumluluk, Gönüllü Sorumluluk, Satın Alma
Niyeti
The Influence
of Corporate Social Responsibility on Purchase Intention: A Research in
Istanbul
Abstract
Aim of this study is to explain the
influence of corporate social responsibility on purchase intention. Economic,
legal, ethical and philanthropic responsibilities were considered in the
descriptive research designed by this aim. A questionnaire which measures purchase
intention adding to these factors was asked to be answered by the consumers and
data were gathered from these forms. In the findings it was pointed out that
the corporate social responsibility activities are perceived by the consumers
and they were affecting the intention of purchase positively. However it
mustn’t be forgotten that corporate social responsibility doesn’t always end by
purchasing behavior and also there are so many other factors influencing
purchase intention.
Keywords: Corporate Social Responsibility, Economic
Responsibility, Legal Responsibility, Ethical Responsibility, Philanthropic
Responsibility, Purchase Intention
GİRİŞ
Ekonomik,
sosyal, teknolojik ve politik gelişmeler, toplumları meydana getiren tüm
öğelerin birbirine olan bağımlılığını artırmıştır. Günümüzde refah düzeyinin
artması ve bunun sürdürülebilir kılınması için
bireyler kadar işletmelere de önemli sorumluluklar
düşmektedir. İşletmeler ürün ve hizmetlerin üretilmesi sırasında çevreye zarar
vermemeye özen göstermek kadar, ürünün tutundurulması sırasında aldatıcı
bilgiler vermekten kaçınmak, haksız rekabete sebebiyet vermemek, çalışanlarının
haklarını gözetmek, içinde bulundukları toplumun sorunlarına karşı duyarlı
olmak zorundadırlar. Bugünün tüketicisi, işletmeden ihtiyacını karşılayacak
ürün veya hizmet üretmesinin yanında tüm bu sorumlulukları yerine getirmesini
beklemektedir. Giderek toplumsal konulara duyarlı hale gelen tüketici, bu konudaki
hassasiyetini satın alma davranışına da yansıtmaktadır. Tüketici,
sorumluluklarının farkında olan ve bunları yerine getiren işletmelere daha
olumlu yaklaşmakta, kimi zaman bu işletmelerin ürettikleri ürün ve hizmetleri
rakip ürün veya hizmetlerden daha pahalıya satın alma yönünde dahi istekli
olmaktadırlar. Bu çalışmada, kurumsal sosyal sorumluluğun satın alma niyeti
üzerindeki etkisi belirlenmeye çalışılmıştır.
1.
Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Önemi
İşletmeler
kuruluş nedenlerine, yapılarına içinde bulundukları ekonomik düzenin koşullarına, yönetim
anlayışlarına ve buna benzer etkenlere bağlı olarak farklı amaçlar güdebilir. İşletmeler açısından farklı nitelikte olmakla
birlikte geleneksel amaçlar kar elde etme ve topluma hizmet götürme amacıdır. Bununla birlikte çağdaş
isletmeler geleneksel amaçları aşarak
toplumsal ve teknolojik değişmeler doğrultusunda daha anlamlı ve bütünleyici
amaçlar edinmişlerdir. Günümüzde sadece kar amacı ile çalışan işletmeler çağın gerisinde kalan ve uzun dönemde yaşama şansına sahip olmayan kuruluşlardır. Hızla
gelişme ve değişmelere sahne olan ekonomik, sosyal ve teknolojik dünya içinde işletmelerin kuruluş ve gelişme amaçları da yeni boyutlar
kazanarak kendi içinde
değişim süreci geçirmektedir.
Bu olgular doğrultusunda işletmelerin elde ettikleri parasal değerin tek başına
pek önemi kalmamıştır.
Nitekim ülkemizde de bu bilincin yerleşmeye başladığının bir ifadesi olarak
Türkiye’deki en büyük 50 şirketten % 82’sinin Kurumsal sosyal sorumluluk
aktiviteleri yürüttüğü görülmektedir (Bağcan, 2014: 444)
2000’li
yıllardan sonra bir işletmenin başarısı kazancı maksimize etmekle değil, bu
kazancı toplumsal hedeflere yöneltip,
toplumun değer ölçülerine uygun politikalar belirleyerek
faaliyetlerini sürdürmesiyle artan oranda bağlantılı hale gelmiştir. Bununla
birlikte işletmeler çevresindeki sistemin bir parçası olduğuna göre, yaşamlarını sürdürmeleri bu sistemdeki değişikliklere
uyum sağlamalarıyla mümkündür. Toplumsal hayata ayak uydurabilmek ve ortaya
çıkan sorumluluk kavramının, değişen şartlara
bağlı olarak boyutlarının artmış ve genişlemiş şekli olarak sosyal sorumluluk,işletmelerin
kayıtsız kalamayacağı boyutlara ulaşmıştır (Sabuncuoğlu ve Tokol, 2011:21-24).
İşletmeler
bir süredir toplumsal sorumluluklarını; iş stratejilerinin ve kurumsal
kimliklerinin bir parçası olarak görmeye
başladılar. Bu durumu sağlayan iki temel neden bulunmaktadır. Bunlardan
birincisi, günümüz çalışanlarının sadece maddi kazançlar için değil, inandıkları bir değer için ve yaşadıkları dünyanın gelişimine katkı sağlamak için de çalışmak
istiyor, katkıda bulunmak istiyor olmalarıdır. İkincisi ise artık bir ürün ya
da bir hizmetin sadece maddi değeri ve kalitesinin onun satın alınması için yeterli bulunmuyor olmasıdır. Günümüz bilinçli tüketicileri, üretici işletmenin
faaliyetlerini de takip etmekte ve satın alma kararı verirken göz önünde
bulundurmaktadırlar. Bu nedenle işletmeler artık faaliyetlerini çok iyi gözden geçirmeli ve çevrelerini
nasıl etkilediklerini tespit etmeliler; bunun yanı sıra ülkelerin ekonomik ve
sosyal gelişimine katkıda bulunacak projeleri geliştirmelidirler. (Tatari,2003:3).
Kurumsal
sosyal sorumluluk kavramına önem veren
işletmeler üç ana tema üzerinde taahhütte bulunmaktadır (Argüden, 2002:9):
-Her şeyden önce işletmelerin ticari faaliyetlerini sürdürürken kanuna, ahlak
normlarına, insan haklarına tam anlamıyla uyumlu davranışlar içerisinde bulunmaları ve faaliyetlerinin dünyanın her yerinde
çevreye verebileceği zararı asgari düzeye
indirme durumunda olduklarını kabul etmeleri ve buna uygun davranışlarda bulunmaları,
-İşletme
faaliyetlerinin sadece işletme içini değil, aynı zamanda piyasayı, tedarik piyasalarını, içinde yaşanılan yöreyi, sivil
toplum örgütlerini ve kamu sektörünü
de etkilediğinin ve tüm bu paydaşlar ile işbirliği içinde çalışma
gereğinin bilincinde olmaları,
-Bu
sorumluluğun en başta Yönetim
Kurulları, Yönetim Kurulu Başkanları ve Genel
Müdürlerine ait olduğunun kabul edilmesi.
İşletmeler
rekabet ortamında pazarlama ve iletişim stratejilerini yeniden şekillendiren
değer yaratma yaklaşımı, bugün işletme amaçlarına
ulaşmanın olmazsa olmaz bir parçası haline
gelmiştir. Günümüz değişen rekabet sürecinde diğer
rakipler karşısında müşteri ve marka değeri yaratarak öne
geçmeyi başaran işletmeler, toplumsal
değer açısından da sosyal sorumluluk anlayışını benimsemektedirler. Bu nedenledir
ki rekabet alanındaki yeteneklerine yeni beceriler eklemek zorunda kalan
işletmeler, gelecekteki rekabet edebilirliklerini doğrudan etkileyen sosyal
sorumluluk uygulamalarına yatırım yapmak zorundadır (Özgen, 2007:1-6).
İşletmelerin
kurumsal sosyal sorumluluk çerçevesinde yürütülen sosyal pazarlama programları başlangıçta işletmeye ekstra bir maliyet olarak görülmekle birlikte, sonuçta
gerek çalışanlar ve gerekse tüketicilerin bilinçlenmelerinin sağlanması yoluyla işletmenin kurumsal marka
kimliğinin ve imajının toplum gözünde değerlenmesini
sağlamaktadır (Tığlı vd., 2007:83-93).
İşletmelerin
ürünlerini ulaştırmak istedikleri hedef kitleleri üzerinde inandırıcılık ve
güven yaratmak esasına dayanan kurum imajının oluşumu uzun ve sürekli bir çabayı gerektirmektedir. Sosyal sorumluluk aslında bir
kurumun iyi anlamda bilinirliği ve bu yönüyle kabulü
bir yandan müşterilerine sunduğu değere diğer yandan da toplumsal açıdan sunduklarına bağlıdır. Bu bağlamda işletmenin kamuoyunda saygın bir
kurumsal imaja sahip olabilmesi için, başta çalışanları, müşterileri, tedarikçileri
ve toplum olmak üzere tüm sosyal paydaşları nezdinde etkin bir iletişim
kurabilmesi öncelikli bir zorunluluk olmaktadır
(Erdoğan vd. 2006:46-53).
2.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Kavramı
Sosyal
sorumluluk, işletmelerin etkileşim içinde olduğu
sosyal çevresine ve kişilere olan davranış biçimi
ile ilgilidir. Bilindiği üzere, çevre, işletmelerin kararlarını, hatta yapısını
etkileyecek ölçüde güçlü bir aktördür. (Yaşbay ve Ataman, 2015: 89) Bununla
birlikte kurumsal sosyal sorumluluk kavramı, işletmenin hem iç, hem de dış
çevresindeki tüm paydaşlarına karşı ‚etik ve sorumlu davranması, bu yönde kararlar alması ve uygulaması şeklinde tanımlanmaktadır.
İşletmeler
iş dünyasında faaliyetlerini sürdürürlerken bir arada yaşadıkları toplumun da
menfaatleri ile ilgilenmek ve onları gözetmek
durumundadırlar. İşletmelerin ancak kar elde ettikleri sürece varlıklarını sürdürebilecekleri
bir gerçektir. Ancak işletmeler ekonomik hedefleri için mücadele ederken, çalışanları,
hissedarları ve toplum gibi sosyal paydaşlarının da menfaatlerini göz önünde tutmak zorundadır. İşte bu
noktada sosyal sorumluluk kavramı ortaya çıkmaktadır ( Şimşek, 2003:378).
Üretim,
ürün, satış odaklı pazarlama anlayışlarının hâkim olduğu söz konusu bu geçmiş
yıllarda pazarlamanın öncelikleri bugünkünden çok farklıydı. (Dursun, Oskaybaş ve Gökmen, 2014, s.96) Bu
dönemlerde işletmeler için kurumsal sosyal sorumluluk kavramından söz etmek
dahi mümkün değildi. Zamanla değişen sosyo-ekonomik yapı, işletme ve kurumları her gün daha fazla konuda sorumluluk almaya yöneltmektedir. Bu durum giderek karmaşıklaşan sosyal yapıda
işletmelerin hangi alanlarda ve hangi kesimlerle sorumluluğu
paylaşabileceklerini tartışma konusu yapmaktadır.
Sosyal
sorumluluğa ilişkin olarak aşağıda belirtilen özelliklerden
yola çıkarak bir referans noktası oluşturmak mümkün olabilecektir (Bayrak,
2001:92);
-Yasal
düzenlemelerin ötesinde kalan alanlarla ilgili olarak
ne yapacağına veya ne yapmayacağına her işletme veya kurum kendisi karar
vermelidir. Bu kararların aynı zamanda sosyal sorumlulukla ilgili tutum ve
davranışları da belirleyeceği göz ardı edilmemelidir.
-İşletmeler ve
kurumlar uzun vadeli politikalar belirlemeli, kısa vadede kazancını düşüren
harcamaların uzun vadede getirisi olacağını değerlendirmelidir.
-İşletmeler sosyal
güçleri oranında sosyal sorumluluk yüklenmelidir. Aksi takdirde güçle
paralellik göstermeyen bir sorumluluğun üstesinden
gelmek mümkün olmayacaktır. Sosyal sorumluluk, örgütlerin
büyüklüklerine, koşullarına, yapılarına ve hedeflerine göre değişiklik göstermektedir.
İşletme veya kurumun ilgi alanı, faaliyet gösterdiği
alanla ilgili sosyal sorumluluk kampanyaları düzenlemesi veya açılan
kampanyalara katkı yapmasının diğer alanlara göre avantajları bulunmaktadır.
Bir
işletmenin sosyal sorumluluk kapsamının, sosyal taleplerle yakından ilgili
olduğu unutulmamalıdır. Ancak sosyal talepler durağan olmadığından bu talepleri
belirlemeye yönelik çalışmalar
aralıksız olarak sürdürülmelidir.
Sosyal
sorumluluk, işletmelerin ekonomik ve yasal koşullara, iş ahlakına, işletme içi ve çevresindeki kişi ve kurumların talep ve beklentilerine uygun
bir çalışma anlayışı ve politikası gütmesine, insanları mutlu ve
memnun etmesine yöneliktir. (Eren, 2000: 104).
Kurumsal
sosyal sorumluluk, işletmelerin mal ve hizmet üretimi odaklı olduğu, faaliyetlere
verimlilik ve ekonomiklilik çerçevesinden bakılan Adam Smith’in maksimum
kar anlayışının yerini, topluma karşı sorumluluk düşüncesinde olma anlayışına
bırakmasının bir sonucu olarak meydana gelmiştir (Peltekoğlu, 2001:179).
Sosyal
sorumluluk kavramı temel olarak işletmelerin toplumda ahlaki birer araç olarak
yer almaları, davranış ve faaliyetlerinin toplum tarafından yönlendirilmesi ve toplum amaçlarıyla
uyumlu faaliyet göstermeleri ile ilişkilendirilir (Wartick
ve Cochran, 1985:758).
Kurumsal
sosyal sorumluluk, işletmelerin topluma yönelik tercih ve
kararlarında etik davranması, yani işletmenin toplumla ilişkilerinde olumsuz yönlerini asgari seviyede tutarak, olumlu yönlerini çoğaltma amacı
ve bu amacını yönetmesi anlamına gelmektedir (Ay, 2003:
23).
Kurumsal
sosyal sorumluk denildiğinde bundan genellikle bir işletmenin sürdürülebilir
büyüme temel hedefine yönelik olarak doğayı ve çevreyi koruyacak önlemler alarak
üretimde bulunması anlaşılmaktadır. Oysa bu son derece eksik bir tanımlamadır.
Bir işletme ya da kurumun çevreye ve
topluma karşı sorumlukları yanı sıra doğrudan ve /veya
dolaylı ilişki içerisinde bulunduğu ve işletme
kararlarından ve faaliyetlerinden ciddi olarak etkilenebilecek tüm paydaşlara
karşı sorumluluğu bulunmaktadır (Aktan ve Börü,
2006:193).
İşletmelerin
faaliyet sahaları ve maddi güçlerine göre
üslenebilecekleri birçok sosyal sorumluluk alanları
bulunmaktadır. İşletmelerin sorumluluk alanları aşağıda şu
yedi maddede toplanmıştır (Caroll, 1991: 26);
• İşletme sahip
ve ortaklarına karşı sorumluluklar,
• İşletme
müşterilerine karşı sorumluluklar,
• İşletmenin çalışanlarına karşı sorumlulukları,
• İşletmenin
birlikte yaşadığı topluma karşı sorumlulukları,
• İşletmenin
rakiplerine karşı sorumlulukları,
• İşletmenin
kendi destekleyicilerine karşı sorumlulukları,
• İşletmenin
sosyal gruplara karşı olan sorumlulukları.
İşletme
içi ve işletme dışı sosyal sorumluluklar şu şekilde
sıralanabilmektedir (Şener, 1996: 17):
İşletme
İçi Sosyal Sorumluluklar:
• İşletmelerin çalışanlarına önem vermesi,
• Çalışanların
işe adaptasyonunun sağlanması,
• Çalışma
ortamının veya koşullarının, çalışanlar
lehinde ayarlanması, iyileştirilmesi,
• Bireyin kişisel
eğitimine ve kariyerine odaklanma,
• İşletmelerde
iletişimi artırma ve tüm çalışanların yönetime katılma olanağının sağlanması,
İşletme Dışı
Sosyal Sorumluluklar
• İşletmelerin iş
ahlakına uymaları,
• Ürünün güvenliği bakımından, ürünü tüketiciye tanıtma,
• Tüketicileri
bilgilendirme sorumlulukları,
• Ürün veya hizmet fiyatı belirleme bakımından sorumluluklar,
• Çevre
kirliliğinin önlenmesi açısından sorumluluklar.
3. Kurumsal
Sosyal Sorumluluğun Avantajları
İşletmeler
için sosyal sorumluluğun faydaları; sosyal kimlik oluşturma,
rekabet üstünlüğü elde etme, kurumsal bağlılık yaratma, itibar sağlama ve
markalaşma vb. olarak sıralanabilir. İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk
anlayışının etkisiyle sağladıkları faydalar sadece ekonomik göstergelere yansıyan rakamlarla ifade edilen kazanımlar
değildir. Toplumsal saygınlık kazanmanın etkisiyle kurum imajı değer kazanmakta
ve bu firmanın marka değerine yansımaktadır. İşletmeler için
sosyal sorumluluk projelerinde katılımcı olmak, çalışanlar üzerinde olumlu etki
yaparak çalışan bağlılığını artırmakta ve aynı zamanda nitelikli
işgücünün işletmeye çekilmesinde önemli
rol oynamaktadır. Bununla birlikte kurumsal sosyal sorumluluğa önem veren işletmeler hem daha iyi şartlarda borçlanabilmekte, hem de hisse senedi değeri artmaktadır. Aynı
zamanda kurumsal sosyal sorumluluk işletmelere yeni pazarlara girme ve müşteri
sadakati sağlamada kolaylıklar sağlamakta, verimlilik ve kalite artışları
yaşanmakta, risk yönetimi daha etkin hale gelmektedir
(Argüden, 2002:11-13).
İşletmeler
için kurumsal sosyal sorumluluğun faydaları şu şekilde özetlenmektedir (Aktan ve Börü,
2006:30);
İşletmeye sağlayacağı faydalar; Hisse
senetlerinde değer artışı, marka değeri oluşturma, etkin risk yönetimi, itibar sağlama, hassas yatırımcılara ve finansman kaynaklarına
ulaşım, kurumsal imajın artması, karlılıkta artış, toplumsal saygınlık,
nitelikli çalışanı cezbetme ve elde tutma, kurumsal öğrenme ve yaratıcılık,
müşteri sadakati, faaliyetlerde etkinlik, yeni pazarlara girme kolaylığı,
verimlilik ve kalite artışı, rekabet avantajı, işbirliklerinin gelişimi.
Yöneticilere Sağlayacağı Faydalar; Onur
ve gurur duyma, motivasyon artışı sağlayacak insan kaynakları politikaları,
etik konularda daha fazla farkındalık, etik eğilimlerle, çalışanlara
karşı daha çok güven duyma, trendlere uygun hareket etme, çalışanların
işletme amaçlarını benimsemesi ve içselleştirmesi, yaratıcı düşünce ve uygulamaların
ortaya çıkması.
Hissedarlara Sağlayacağı Faydalar; Bütün
firma faaliyetlerine yatırım artması, sosyal sorumluluk yatırım projelerine
kolay fon temini, işletme değerindeki artış, sermaye temininde kolaylık,
işletmeyle ilgili bilgilerin açıkça paylaşılması, sosyal performans ölçütü oluşturma.
Çalışanlara Sağlayacağı Faydalar; Güvenli
çalışma ortamı, etkin insan kaynakları politikaları, daha iyi çalışma koşulları, işgücü ilişkilerinde daha az anlaşmazlık, istihdam
maliyetlerinde azalma, kurum içi iletişimin ve verimliliğin artması, fırsat eşitliği ve erişim hakları, işçi standartlarında iyileşme.
Müşterilere Sağlayacağı Faydalar; Dürüst
fiyat ve kaliteli ürün, satın alma sürecinde bilgi temini, taleplerinin tanımlanması ve yerine
getirilmesi, müşteri şikayetlerinin dikkate alınması ve çözümlenmesi, örgütlü hareket edebilme.
Rakiplere Sağlayacağı Faydalar; Bilgilendirme
ve kıyaslama örneği, adil rekabet, dürüst reklam.
Tedarikçilere Sağlayacağı Faydalar; Fiyatlandırma
ve ödeme koşullarında dürüstlük, faaliyetlerine destek olacak tedarikçilere, finansal destek.
Topluma Sağlayacağı Faydalar; İnsan
haklarının geliştirilmesi, eğitim, sağlık ve kültür alanlarına yatırım, çocuk işgücünün sömürülmesine engel olma, sürdürülebilirliğe olan
katkı.
Hükümete Sağlayacağı Faydalar; Yasalara
bağlılık, yolsuzlukla mücadele, kamusal alanlara yatırım, ekonomik ve sosyal
sorunlara destek verme, istihdam oluşturma.
Çevreye Sağlayacağı Faydalar; Çevre
kirliliğinin azaltılması, kültürel mirasın korunması, bitki örtüsünün ve hayvan soyunun korunması, daha temiz üretim süreçleri, enerji tasarrufu, geri dönüşüm, eko-verimlilik, çevresel
teknoloji kullanımı.
4. Kurumsal
Sosyal Sorumluluğun Boyutları
Literatürde, kurumsal sosyal sorumluluk boyutları ile ilgili yapılan çalışmalarda en çok kullanılan model, Carroll’ın dört boyutlu sosyal
sorumluluk modelidir. Carroll, 1979 yılında
dikdörtgen şeklinde oluşturduğu modeli daha sonraki çalışmasında (Carroll 1991) piramit şekline
dönüştürerek geliştirmiştir. Kurumsal sosyal sorumluluk piramidi ekonomik
sorumluluk, yasal sorumluluk, etik sorumluluk ve gönüllü sorumluluk olmak üzere dört
boyuttan oluşmaktadır. İşletmeler, bu boyutlar kapsamında değerlendirilen faaliyetleri,
sadece işletme yararı için değil, aynı zamanda toplumun yararı için de gerçekleştirmektedir
(Pirsch vd. 2007). Carroll (1991) Kurumsal Sosyal Sorumluluk kategorilerinin, dikdörtgenden piramit
şekline dönüşmesinde ekonomik sorumluluğun piramidin temelini oluşturduğu için en
altta ve en fazla alana sahip olduğunu belirterek,
daha sonra yasal, etik ve gönüllü sorumluluk alanlarını sıralamıştır.
Ekonomik Sorumluluk: Kurumsal sosyal sorumluluğun
ilk katmanı olup daha sonraki sorumlulukların
temelini oluşturmaktadır. Ekonomik sorumlulukların
yerine getirilmesi tüm kurumlardan istenilmektedir.
Sosyal sorumluluk, işletmelerin kar elde etmekle, bu karı elde etmek için katlandığı
maliyetler arasında denge kurmasını gerektirir (Dalyan ve Gökbel 2005). Bu
açıdan da ekonomik sorumluluk, işletmelerin en temel sosyal sorumluluğudur. Carroll’a (1993) göre ekonomik sorumluluğun özünü tüm paydaşlar için karlı olmak, çalışan için iyi istihdam
olanakları ve verimli çalışma koşulları sağlamak, müşteriler için kaliteli ürünler üretmek, yeni kaynaklar araştırmak, teknolojik ilerlemeyi desteklemek ve yenilikçilik konuları
oluşturmaktadır (Lantos 2002; Carroll 2004; Jamali ve
Mirshak 2007). İşletmeler yapmış oldukları faaliyetlerle
ekonomik sorumlulukları yerine getirebilir ancak
daha önemlisi, bu faaliyetlerin sosyal çevre
tarafından nasıl algılandığıdır (Çerik ve Özarslan
2008).
Yasal
Sorumluluk: Yasal sorumlulukla, işletmelerin, ekonomik
faaliyetlerini sürdürürken belirli yasal ve denetim kısıtlarını da göz önünde bulundurmaları ifade edilmektedir. Yasal boyutun içeriğini, kurum çalışanlarının, kurumun faaliyetlerinin
yasallığına ve düzenlemelerine ilişkin algılamaları oluşturur. Genel olarak
yasal boyut, işletmenin devamlılığı için yasal düzenlemelere uygun hareket etme,
ulusal ve yerel kurumların hukuki düzenlemelerine uyma, çalışanın yasalara uygun faaliyette bulunmaları konusunda özgüven verme, yasal yükümlülükleri tanımlama ve
bu prensipleri çalışanına duyurma şeklinde örneklendirilebilir (Carrol 1991).
Etik
Sorumluluk: İşletmenin amaçlarına ulaşması için seçtiği yol ve yöntemlerin toplumun siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel refahına zarar
vermeden gerçekleştirip gerçekleştirilmediklerini
ele alır. Bu boyut, işletme faaliyetleri sonucu doğabilecek zararı ve toplumsal
hasarı önlemeye
yöneliktir. Dört boyutlu kurumsal sosyal sorumluluk
modelinde etik sorumluluk, çalışanın hak ve adalete
ilişkin algılamalarını içererek sosyal sorumluluğun
çekirdek kısmını oluşturur. Genel olarak etik boyutta, toplumun belirlediği
norm ve kurallara uyularak, toplumun işletmelerden
beklediği saygı ortaya koyulabilir (Carroll 1991).
Gönüllü
Sorumluluk: Bu
sorumluluk, işletmeler için bir zorunluluk ifade
etmeyen ancak, işletmenin
toplumda oluşturduğu iyi niyeti güçlendiren ya da işletmenin bulunduğu çevre
tarafından iyi kurumsal vatandaş olarak algılanmasına katkıda bulunan bir sosyal sorumluluk boyutudur (Çerik ve Özarslan 2008). Gönüllülük, hayırseverlik kavramları, hiçbir karşılık beklenmeden yapılan faaliyetleri içermektedir. Bu anlamıyla işletmelerin gönüllü veya hayırseverlik faaliyetleri yerine getirirken
asıl amacı kendisine fayda sağlamak yerine, bağlı
olduğu sosyal çevreye fayda sağlamaktır.
5. Satın Alma
Niyeti
Satın alma niyeti, tüketicinin
belirli bir zaman aralığında belirli bir markadan ya da üründen belirli bir
miktarda satın almayı planlaması olarak tanımlanmaktadır. (Gökalan, 2009: 68)
Diğer bir deyişle belirli bir ürün veya hizmeti satın almak için
tüketicinin niyetini ifade eder (Chen, 2013: 32). Aynı zamanda tüketicilerin
bir ürünle ilgili değerlendirmelerini ya da tutumlarını ifade etmektedir.
Müşteri ürünü değerlendirdikten
ve onu satın almaya değer olduğunu keşfettikten sonra onu satın alacağı
anlamına gelmektedir (Madahi, 2012: 153). Değer, işletmenin
sunduğu mükemmeliyet, tecrübe, algı, tutum gibi
duygular, bireysel satın alma niyetini etkileyebilmektedir (Nasermoadeli vd.,
2013: 129). Satın alma davranışı, genellikle tüketicilerin isteklerinden
tahmin edilmektedir. Satın almadaki isteklilik, her ne kadar gerçek satın alma
olmasa da, davranışsal bir niyettir. Ancak tüketiciler, satın alma davranışı
ortaya çıkmadan önce kendi tecrübelerini ve araştırmalarını temel alarak
karşılaştırma ve yargı ile değerlendirmede
bulunmaktadırlar (Zeithaml vd., 1996; Wen, Li, 2013). Tüketiciler genel olarak
kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerine önem veren işletmelerin ürünlerini
satın almaya istekli olduklarını belirtmelerine karşın, kimi zaman kurumsal
sosyal sorumluluk faaliyeti yürütmenin fiyatları artıracağı algısı
oluşmaktadır. Bilindiği üzere, fiyat algısı yalnızca içsel unsurlardan değil,
işletmelerin faaliyetlerinden de büyük ölçüde etkilenmektedir. (Ünsalan ve
Bayraktar, 2017, s.268) Dolayısıyla fiyatların yükseleceği algısı satın alma
niyetini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu anlamda bireylerin negatif ya da
pozitif tutumları, satın alma davranışında önemli bir rol oynayabilmektedir.
Tüketiciler,
işletmelerin sosyal sorumluluk faaliyetlerine verdikleri desteği davranışları
ile diğer bir ifadeyle satın alımları ile göstermektedirler.
Sosyal olarak sorumlu bir tüketim, sosyal açıdan sorumlu bir tüketicinin
topluma karşı genel sorumluluğunu ifade etmektedir. Sosyal sorumluluk
taşıyan satın alma davranışı, çevre, çalışan, insan hakları
gibi etik konuları dikkate alan ve bunların seçim
kriteri olarak kullanıldığı bir satın alma olarak tanımlanmaktadır. Söz
konusu davranışta bulunan tüketiciler, tüketimlerinin yerel, ulusal ve
uluslararası alanda yaşayan diğer bireyler üzerinde etkili olabileceğinin
bilincindedirler (McGregor, 1999) ve kararlarını şekillendirirlerken
kendilerinin, toplumu ve daha geniş çevreleri nasıl etkilediğini
düşünmektedirler (Wesley vd., 2012: 29). Günümüzde tüketiciler,
bilinçli olarak işletmenin topluma katkısını ve saklı pazarlama
inisiyatiflerini değerlendirmekte ve satın alımlarını ona göre
şekillendirmektedirler (Manzano vd., 2012; Iftekhar vd., 2013).
6. Metodoloji
Kurumsal
sosyal sorumluluğun satın alma niyeti üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla
tanımsal bir araştırma tasarlanmıştır. Araştırmanın anakitlesini İstanbul’da
yaşayan tüketiciler oluşturmaktadır. İstanbul ilinin seçilmesinin sebebi, hem
işletme türü ve büyüklüğü bakımından,
hem de tüketicilerin demografik özellikleri bakımından, geniş bir kitleyi
temsil eden heterojen yapıda bir il olmasıdır. Örnekleme yöntemi
araştırmacıların zaman ve maliyet kısıtları doğrultusunda tesadüfi olmayan
örnekleme yöntemlerinden kolayda örnekleme olarak belirlenmiştir. Tesadüfi
olmayan bir örnekleme yöntemi kullanıldığından, örneklem sayısının
belirlenmesinde değişkenleri oluşturan ifadelerin sayısı dikkate alınmıştır.
Buna göre örneklem sayısı; en az 21×10=210 olarak belirlenmiştir. Verilerin
toplanmasında kantitatif yöntemlerden anket yöntemi tercih edilmiştir. Bu
yöntemin tercih edilmesinin en önemli sebebi, kitlesel düzeyde veri toplamaya
olanak sağlamasıdır. Kurumsal sosyal sorumluluk ve satın alma niyetinin
ölçümlenmesi amacıyla 5’li Likert ölçeğinden yararlanılmıştır. Cevaplar
1=Kesinlikle Katılmıyorum, 5=Kesinlikle Katılıyorum aralığında kodlanmıştır.
Veriler SPSS 16 paket programında analiz edilmiştir. Veri analizinde kullanılan
istatistiksel yöntemler; frekans analizi, aritmetik ortalama, açımlayıcı faktör
analizi, güvenilirlik analizi ve çoklu regresyon analizidir.
Araştırma
modeli Şekil 1’de görülmektedir:

Şekil 1: Araştırma Modeli
Araştırma
kapsamında test edilen hipotezler şu şekildedir;
H0:
Kurumsal sosyal sorumluluğun satın alma niyeti üzerinde istatistiksel olarak
anlamlı bir etkisi yoktur.
H1:
Kurumsal sosyal sorumluluğun satın alma niyeti üzerinde istatistiksel olarak
anlamlı bir etkisi vardır.
7. Bulgular
Anketi
cevaplayan katılımcıların demografik yapısı Tablo 1’deki frekans dağılımlarında
görülmektedir:
Tablo 1: Cevaplayıcıların Demografik
Özelliklerine İlişkin
Frekans Dağılımları
|
|
N
|
%
|
|
Cinsiyet
Kadın
Erkek
|
195
205
|
48,8
51,2
|
|
Yaş
0-18
19-30
31-40
41-50
51-60
61 ve üzeri
|
8
249
60
20
45
18
|
2
62,2
15
5
11,2
4,5
|
|
Çalışma Durumu
Ev Hanımı
Serbest
Meslek Sahibi
Kamu
Çalışanı
Özel Sektör
Çalışanı
Emekli
Çalışmıyor
|
15
31
27
134
24
169
|
3,8
7,8
6,8
33,5
6
42,2
|
|
Aylık Gelir
0-2.000 TL
2.001-4.000
TL
4.001-6.000
TL
6.001-8.000
TL
8.001-10.000
TL
10.001 TL
ve üzeri
|
174
38
16
85
44
43
|
43,5
9,5
4
21,2
11
10,8
|
Kurumsal
sosyal sorumluluk ve satın alma niyetine ilişkin ifadelere ilişkin betimsel
istatistikler Tablo 2’de sunulmaktadır:,
Tablo 2:
Ölçeklerde Yer Alan İfadelere İlişkin Betimsel İstatistikler
|
|
Ortalama
|
Standart Sapma
|
|
Genellikle satın aldığım
markalar gelecek nesilleri önemseyen sürdürülebilir büyümeyi hedefler.
|
3,30
|
1,121
|
|
Genellikle satın aldığım
markalar toplumun ihtiyaçları doğrultusunda okul, hastane gibi kurumlara
bağış yapar.
|
2,63
|
1,062
|
|
Genellikle satın aldığım
markalar için müşteri memnuniyeti çok önemlidir.
|
3,85
|
1,083
|
|
Genellikle satın aldığım
markalar tüketici haklarına saygılıdır.
|
3,69
|
1,075
|
|
Genellikle satın aldığım
markalar ürün ve hizmetleri hakkında müşterilere tam ve doğru bilgi sunar.
|
3,49
|
1,067
|
|
Genellikle satın aldığım
markalar müşteri şikayetlerini dikkate alır.
|
3,50
|
1,157
|
|
Genellikle satın aldığım markalar
saygın ve güvenilirdir.
|
3,91
|
1,800
|
|
Genellikle satın aldığım
markaların temel prensiplerinden biri müşterilerine yüksek kaliteli ürün ve
hizmetler sunmaktır.
|
3,70
|
1,021
|
|
Genellikle satın aldığım
markaların ürünleri ulusal ve uluslararası standartlara uygundur.
|
3,78
|
1,075
|
|
Genellikle satın aldığım
markaların garanti koşulları, pazardaki alternatifler arasında en iyilerindendir.
|
3,65
|
1,063
|
|
Genellikle satın aldığım
markalar rekabette etik kurallara uygun hareket eder.
|
3,51
|
1,060
|
|
Genellikle satın aldığım
markalar sosyal sorumluluk projelerinde rakipleriyle işbirliği yapar.
|
2,96
|
1,036
|
|
Genellikle satın aldığım
markalar haksız rekabete karşıdır.
|
3,07
|
1,092
|
|
Genellikle satın aldığım markalar
dürüst prensiplere sahiptir.
|
3,43
|
1,036
|
|
Genellikle satın aldığım
markalar, çalışanlarını eğitimlerine devam etme yönünde destekler.
|
3,41
|
1,036
|
|
Genellikle satın aldığım
markalar çalışanlarına yeteneklerini geliştirme ve kariyer yapma fırsatı
sunar.
|
3,27
|
1,114
|
|
Genellikle satın aldığım
markalar çalışanlarına güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı sunar.
|
3,45
|
1,008
|
|
Yakın gelecekte kullandığım markalardan ürün
veya hizmet satın almaya niyetim var.
|
3,57
|
1,088
|
|
Kullandığım ürünleri satın almaya devam edeceğim.
|
3,84
|
1,039
|
|
Genel olarak kullandığım ürünlerden sık sık
satın alırım.
|
3,72
|
1,010
|
|
Yakın çevreme kullandığım ürünlerden satın
almaları konusunda tavsiyede bulunurum.
|
3,59
|
1,160
|
Tablo 2’de
görüldüğü üzere, cevaplayıcıların kurumsal sosyal sorumluluğa ilişkin
ifadelerde en fazla katıldıkları ifade, “Genellikle satın aldığım markalar
saygın ve güvenilirdir”, satın alma niyetine ilişkin en fazla katıldıkları
ifade ise, “Kullandığım ürünleri satın almaya devam edeceğim” olmuştur.
Kurumsal
sosyal sorumluluk ölçeğine ilişkin faktör analizi ve güvenilirlik analizi
sonuçları Tablo 3’te özetlenmektedir:
Tablo 3: Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ölçeğine
İlişkin Faktör Analizi ve Güvenilirlik Analizi Sonuçları
|
İfade
Numarası
|
Faktör
Ağırlığı
|
Faktör Adı
|
Açıklanan
Varyans
|
Cronbach’s
Alpha Katsayısı
|
|
KSS 3
KSS 4
KSS 8
KSS 5
KSS 10
KSS 9
KSS 6
KSS 7
|
0,767
0,745
0,728
0,711
0,710
0,690
0,627
0,523
|
Yasal
|
34,501
|
0,848
|
|
KSS15
KSS16
KSS13
KSS17
|
0,809
0,784
0,681
0,619
|
Etik
|
21,144
|
0,768
|
|
Kaiser-Meyer-Olkin
Örneklem Yeterliliği Katsayısı: 0,906
Bartlett
Küresellik Testi Anlamlılık Düzeyi: 0,001
Toplam
Açıklanan Varyans: 55,645
|
||||
Tablo 3’te
görüldüğü üzere, keşfedici faktör analizi sonucunda kurumsal sosyal sorumluluk
2 boyuta indirgenmiştir. Faktörler altında yer alan ifadeler anlam bakımından
irdelenerek bu iki faktör yasal ve etik boyutlar olarak isimlendirilmiştir.
Güvenilirlik katsayıları incelendiğinde, her iki faktörün de güvenilir olduğu
görülmektedir.
Satın alma
niyetine ilişkin keşfecici faktör analizi ve güvenilirlik analizi sonuçları
Tablo 4’te açıklanmaktadır:
Tablo 4: Satın Alma Niyeti Ölçeğine İlişkin
Faktör Analizi ve Güvenilirlik Analizi Sonuçları
|
İfade
Numarası
|
Faktör Adı
|
Cronbach’s
Alpha Katsayısı
|
|
SAN1
SAN2
SAN3
SAN4
|
Satın Alma
Niyeti
|
0,810
|
|
Kaiser-Meyer-Olkin
Örneklem Yeterliliği Katsayısı: 0,794
Bartlett
Küresellik Testi Anlamlılık Düzeyi: 0,001
|
||
Tablo 4’te
görüleceği gibi, satın alma niyeti ölçeği tek boyuttan oluşmuştur. Ölçeğin
güvenilirlik katsayısı 0,810 olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla ölçek
güvenilirdir.
Kurumsal
sosyal sorumluluğun satın alma niyeti üzerindekş etkisini belirlemek amacıyla
çoklu regresyon analizi uygulanmıştır. Analiz sonuçları Tablo 5’te
özetlenmiştir:
Tablo 5: Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Satın Alma
Niyeti Üzerindeki Etkisi
|
R
|
R2
|
F
|
p
|
Bağımsız
Değişken
|
Beta
|
p
|
VIF
|
|
0,658
|
0,433
|
151,340
|
0,001
|
Yasal
Sorumluluk
Etik
Sorumluluk
|
0,560
0,186
|
0,001
0,001
|
1,468
1,468
|
Tablo 5’ten
anlaşılacağı üzere, kurumsal sosyal sorumluluğun satın alma niyeti üzerinde
%43,3’lük bir etkisi tespit edilmiştir. Bağımsız değişkenlerden satın alma
niyetini en fazla açıklanan boyut, yasal sorumluluk olmuştur.
SONUÇ
Değişen toplum ve üretim yapısı, müşteri
beklentilerini de büyük ölçüde değişime uğratmıştır. İşletmeler, müşteri
beklentilerini karşılamanın yanı sıra, topluma, çevresine ve paydaşlarına karşı
olan sorumluluklarını yerine getirmek üzere, kurumsal sosyal sorumluluk
faaliyetlerine eğilmeye başlamıştır. Global düzeyde birçok başarılı kurumsal
sosyal sorumluluk projesi yürütülürken, ülkemizde de bu tür faaliyetler giderek
yaygınlaşmaktadır.
Tüketiciler genellikle kurumsal düzeyde sosyal
sorumluluklarına özen gösteren işletmelerin ürün ve hizmetlerini satın almaya
istekli olduklarını belirtirler. Bu çalışmada da tüketicilerin bu ifadelerini
destekler nitelikte anlamlı bir etkiye ulaşılmıştır. Ancak kurumsal sosyal sorumluluğun
yasal ve etik boyutları çalışmada ön plana çıkmıştır. Bu durum, tüketicilerin
işletmelere güven duymak istediklerinin bir göstergesi olarak algılanabilir.
Tüketicilerin organizasyonlardan beklentisi, hayırseverlik projelerinden daha
önce, kendilerine ve gerek mikro, gerekse makro çevrelerine karşı dürüst
olmalarıdır.
Kurumsal sosyal sorumluluk dışında satın alma
niyetini etkileyen birçok etmen bulunmaktadır. Bu çalışmada yalnızca yasal ve etik
kurumsal sosyal sorumluluğun etkileri belirlenebilmiştir. Bununla birlikte,
satın alma niyeti, satın alma davranışının ancak bir öncüsü niteliğindedir.
Dolayısıyla kurumsal sosyal sorumluluğun direkt olarak satın almayı beraberinde
getireceğinden söz etmek mümkün değildir.
Yöneticiler açısından ele alındığında, ilk olarak,
kurumsal sosyal sorumluluk denildiğinde yalnızca filantropi faaliyetlerinin algılanmaması,
kurumsal sosyal sorumluluğun tüm paydaşlar nezdinde geniş bir perspektiften ele
alınması önerilmektedir. Çalışmada yasal ve etik sorumluluğun etkisinin ön
plana çıkması, dürüst ve şeffaf bir yönetim anlayışının gerekliliğini ortaya
koymaktadır. İşletme, müşterilerine olduğu kadar, çalışanlarına, içinde
bulunduğu topluma, doğal çevreye, hatta rakiplerine karşı etik davranmalıdır.
Bu çalışmada kurumsal sosyal sorumluluğun satın alma
niyeti üzerindeki etkisini ortaya koyan betimsel bir araştırmaya yer
verilmiştir, dolayısıyla niyet bakımından mevcut durumun ortaya konulduğu
söylenebilir. Çalışmada heterojen bir tüketici kitlesine sahip olan İstanbul
ilinde araştırma yapılmıştır, dolayısıyla elde edilen sonuçlar literatüre katkı
sağlayacak niteliktedir. Ancak ileriki çalışmalarda niyetin ne ölçüde davranışa
dönüştüğü yönünde deneysel tasarımlara yer verilebilir.
KAYNAKÇA
Aktan,
Coşkun Can, Börü, Deniz. Kurumsal Sosyal Sorumluk, Kurumsal Kültür, Organizasyonlar, Kurallar ve
Kurumlar (Editör; Coşkun Can Aktan) (2006) SPK Yayın
No: 195, Ankara.
Argüden, Y. (2002). Kurumsal Sosyal Sorumluluk, İstanbul, Rota Yayın Yapım.
Bağcan,
S. (2014). A Multi-Dimensional, Big
Picture of CSR: Top 50 Companies in Turkey, The Business&Management
Review, 5, (1), 444-453.
Barutçugil, İsmet. (2004). Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi, Kariyer Yayınları, İstanbul.
Bayrak,
Sabahat. (2001). İş Ahlakı ve Sosyal
Sorumluluk,1. Baskı, İstanbul, Beta Yayınları.
Carroll, B. A. (1979). The Pyramid of Corporate Social Responsibility: Toward the Moral Management of Organizational
Stakeholders, Business Horizons, 4 (4): 39-48.
Carroll, B. A. (1991). The Pyramid of Corporate Social Responsibility, Business Horizons, July-August
28 (3): 40-52.
Carroll, A. B. (2004). Managing Ethically with Global Stakeholders: A Present and Future Challenge, Academy of Management Executive, 18 (2): 114-120.
Çerik, Ş. ve Özarslan, E. (2008). Çalışanların Sosyal Sorumluluk Boyutlarına
İlişkin Algılamaları: İlaç Sektöründe Karşılaştırmalı
Bir Uygulama, Ege Akademik Bakış Dergisi, 8 (2): 587-604.
Chen, J. C. V., Lin, C., Wu, Y. S.,
(2013). Electronic Word of Mouth: The Moderating Roles of Product Involvement
and Brand Image, Proceeding of 2013 International
Conference on Technology Innovation and Industrial Management, Phuket, Thailand,
29- 47.
Dalyan, F. ve Gökbel, S. (2005). İşletmelerde Sosyal Sorumluluk:
İMKB’de İşlem Gören
Bankaların Sosyal Sorumluluk Faaliyetleri ile
Karlılıkları Arasındaki İlişki, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Dursun,
T. Oskaybaş, K. Gökmen, C. (2014). Hizmet
Kalitesi ve Müşteri Memnuniyetinin Şube-İnternet Bankacılığında
Karşılaştırılması, Marmara Üniversitesi Öneri Dergisi, Cilt:11, Sayı:41,
95-114.
Erdoğan Z., Gönüllüoğlu S.,
Özkaya, H. (2006). Kurumsal İmaj Oluşturulmasına İlişkin Bir Literatür Taraması, Pazarlama
Dünyası Dergisi, Cilt:20, Sayı: 5.
Eren,
Erol. (2000). Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, 6. Baskı,
İstanbul, Beta 71 Yayınları.
Jamali, D. ve Mirshak, R. (2007). Corporate Social Responsibility (CRS): Theory and Practice in a Developing Country Context, Journal of Business
Ethics, 72: 243-262.
Lantos, G. P. (2002). The Ethicality of Altruistic Corporate Social
Responsibility, The Journal of Consumer
Marketing, 19 (2/3): 205-208.
McGregor,
S.L.T. (1999), Towards a Rationale for Integrating Consumer and Citizenship Education, Journal of Consumer Studies and Home Economics,
23(4), 207-211.
Madahi, A., Sukati, I., (2012): The Effect of External Factors on Purchase
Intention Amongst Young Generation in Malaysia, International Business Research,
Cilt: 5, Sayı: 8, 153- 159.
Manzano, N., L. Rivas, G. Bonilla
(2012), Explanatory Models of Change of Consumer Behavior Applied to Social
Marketing, Scientific Research, 4, 246-255.
Özgen,
E. (2007). Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Kavramı ve Çalışan Memnuniyetine Etkisi, D.Ü.Ziya
Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 8.
Şimşek,
M. Şerif, Akgemci, Tahir ve Çelik, Adnan. (2003). Davranış Bilimlerine Giriş ve Örgütlerde Davranış, Adım Matbaacılık ve Ofset, Konya.
Tatari, Begüm. (2003). Şirketlerin Toplumla İlişkisinde Yükselen Değer: Kurumsal
Sosyal Sorumluluk, İzmir Ticaret Odası Yayınları Dış İlişkiler Müdürlüğü
Raporu, İzmir.
Tığlı,
Mehmet. Pirtini, Serdar. Çelik, Candan. (2007). Sosyal
Sorumluluk Kampanyalarının Genç Tüketicilerin
Marka Farkındalığı Üzerindeki
Etkisinin İncelenmesine Yönelik Bir Araştırma, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Öneri (Hakemli) Dergisi,
Cilt: 7, Yıl: 13, Sayı: 27.
Top,
Seyfi ve Akın Öner. (2008). İşletme
Perspektifinden Sosyal Sorumluluk Teorisinin İncelenmesi, Karaelmes Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:4, sayı: 7,
Zonguldak.
Ünsalan,
M. Bayraktar, A. (2017). Tüketici
Etnosentrizminin Tüketici Fiyat Algısına Etkisi International Journal of
Academic Value Studies, 3,9,258-272.
Wartick,
S. L. ve Cochran P.L. (1985). The Evolution of the Corporate Social Performance
Model, The Academy of Management Review, Cilt:10,
Sayı:4.
Wesley, S.C., M. Lee, E.Y. Kim (2012), The Role of
Perceived Consumer Effectiveness and Motivational Attitude on Socially
Responsible Purchasing Behavior in South Korea, Journal of Global Marketing, 25,29-44.
Yaşbay,
H. Ataman, G. (2015). Kaynak Bağımlılığı
Kuramı Bağlamında Yönetim Kurulları ve Yönetim Kurulu Bileşiminin Örgüt
Performansına Etkisi, 6. Örgüt Kuramı Çalıştayı Bildiriler Kitabı, Muğla
Sıtkı Koçman Üniversitesi, 89-120.
Zeithaml, V.A., L.L. Berry, A.
Parasuraman (1996), The Behavioral Consequences of Service Quality, Journal of Marketing, 60, 31-46.
[1] Yrd.
Doç. Dr. İstanbul Gelişim Üniversitesi, gvezir@gelisim.edu.tr
[2] PhD,
Hakkari Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü,
ilknurbilgen@hakkari.edu.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder